Sevgilin Telefonunu Kurcayalayabilir Mi?
Günümüz ilişkilerinde en çok yaşanan tartışmalardan biri: “Telefonuma izinsiz bakmış, özel bilgilerime ulaşmış.” Peki bu gerçekten bir suç mu? Sevgilinizin ya da eşinizin sizin rızanız olmadan cep telefonunuzu alarak kimlerle görüştüğünüzü öğrenmesi, Türk Ceza Kanunu’na göre ceza gerektiren bir eylem sayılır mı?
İşte bu soruya Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 10.04.2019 tarihli kararıyla net bir yanıt verdi.
Hangi Olayda Bu Karar Verildi?
Bir kadın, bir dönem duygusal birliktelik yaşadığı kişi hakkında şikâyetçi oldu. Gerekçesi ise oldukça yaygın bir durumdu:
“Ben hazırlık yaparken telefonumu almış. Arama kayıtlarıma bakmış. Kimleri aradığımı, ne zaman görüştüğümü incelemiş.”
Sanık ise savunmasında bu durumu inkâr etmiyor, ancak bunun suç teşkil etmediğini savunuyordu.
İlk derece mahkemesi, bu olayın TCK 132. madde kapsamında “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçu oluşturmadığına hükmetti ve sanığın beraatine karar verdi.
Ancak dosya Yargıtay’a taşındığında işin rengi değişti.

Yargıtay’a Göre: Bu Artık Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirilmesi Suçudur!
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, bu olayda çok önemli bir ayrım yaptı. Şöyle dedi:
- Arama kayıtları, iki kişi arasında gerçekleşen birebir haberleşmenin içeriğini yansıtmaz. Yani burada bir konuşmanın içeriği dinlenmemiş ya da okunmamış.
- Ancak bu bilgiler kişinin kimle, ne zaman, hangi sıklıkla görüştüğüne dair bilgileri içerdiği için kişisel veri niteliğindedir.
- Kişisel verilerin, rıza olmaksızın ele geçirilmesi ise artık TCK m. 136 kapsamında bir suçtur.
Yani Yargıtay, sanığın haberleşme gizliliğini ihlal etmediğini ama kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçunu işlediğini belirtti.
Kişisel Verinin Tanımı Nereye Kadar Genişledi?
Yargıtay kararı, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ndaki tanımla birlikte yorumlandığında çok daha geniş bir alanı kapsıyor.
Artık;
- Ad, soyad, telefon numarası,
- Kiminle konuştuğunuz, ne zaman aradığınız,
- WhatsApp görüşme saatiniz bile
kişisel veri olarak değerlendiriliyor.
Dolayısıyla yalnızca içeriği öğrenmek değil, iletişim geçmişine ulaşmak dahi bu kapsamda değerlendiriliyor.
Bu Kararla Birlikte Ne Değişti?
Bu karar, özellikle ilişki içi mahremiyet ihlalleri, cep telefonlarının karıştırılması, sosyal medya mesajlarına izinsiz bakılması gibi sık karşılaşılan durumlara ilişkin önemli bir içtihat oldu.
Yargıtay bu kararıyla şunu söylüyor:
“Bir bireyin rızası olmaksızın, ona ait kişisel verilere ulaşmak, bu verileri kaydetmek veya sadece öğrenmek bile suç olabilir. Mahremiyet artık sadece konuşmanın içeriğiyle sınırlı değildir.”
Muhalefet Şerhi Ne Diyor? Karşı Görüşten Önemli Uyarı
Kararda azınlıkta kalan bir üyenin muhalefet şerhi de dikkat çekici:
Bu görüşe göre, kişisel verilere “duyusal yollarla” yani salt gözle bakarak ya da hafızada tutarak erişmek, TCK 136 değil, TCK 134 – özel hayatın gizliliğini ihlal kapsamında değerlendirilmeli.
Bu ayrım, uygulamada çok önemli. Çünkü TCK 136 daha ağır ceza öngörüyor. Ancak Yargıtay çoğunluğu, bu olayda somut olarak telefonun alınması ve arama kayıtlarına erişilmesini “kişisel verilerin ele geçirilmesi” suçu olarak nitelendirdi.
Kimler İçin Kritik Bir Karar?
Bu karar özellikle;
- Eşler, sevgililer arasında cep telefonlarının izinsiz karıştırılması,
- İş yerinde çalışanların verilerinin patronlarca izinsiz incelenmesi,
- Telefon servislerinde, teknik destek alırken içeriklere ulaşılması
gibi olaylarda hukuki sınırları belirleyen çok net bir içtihat.
Kişisel Sınırları Bilmek Hukuki Sorumluluktur
Yargıtay’ın bu kararı artık netleşen bir çizgiyi işaret ediyor:
“Ben sadece baktım, içeriği okumadım.” savunması artık geçerli değil.
Kişisel veriye erişim, fiziksel olarak bir kayıt oluşturulmasa bile cezai sorumluluğu doğurabiliyor.
Özellikle duygusal ilişkilerde “kıskançlık” ya da “kontrol etme” motivasyonuyla yapılan bu tür hareketlerin, ileride adliyede sanık sandalyesinde oturmakla sonuçlanabileceğini herkes bilmeli.