Piyasa Dolandırıcılığı Suçu Nasıl Oluşur? Borsa Manipülasyonu ve SPK Soruşturma Şartı
Borsa, bir ülkenin ekonomik nabzının attığı yerdir. Kimileri için yatırımın adresi, kimileri için de hızlı kazancın cazibesiyle dolup taşan bir alandır. Ancak bu alanda herkes adil oynamıyor. Sermaye piyasasında bazı aktörler, manipülasyon yoluyla fiyatları şişirerek ya da yapay işlemlerle yatırımcıları yanıltarak büyük kazançlar elde etmeye çalışıyor. İşte tam da bu noktada devreye 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. maddesi, yani kamuoyunda bilinen adıyla piyasa dolandırıcılığı suçu giriyor.
Borsada yapılan her işlem suç değildir. Ancak yanlış ya da yanıltıcı izlenim uyandırma kastı ile gerçekleştirilen işlemler, suçun sınırlarını zorlar. Bu yazıda, yalnızca borsa yatırımcılarının değil, hukukçuların da sıklıkla karşılaştığı borsa manipülasyonu nedir, hangi işlemler suç sayılır, SPK’nın yazılı başvuru şartı ne anlama gelir, MASAK raporu ne zaman delil olur, gibi kritik sorulara ışık tutacağız. Özellikle TCK m.220 ile ilişkilendirilen örgütlü suç iddialarına dair yanlış bilinenleri de açıklığa kavuşturacağız.
Gerçek bir suçun ayırt edilebilmesi için yalnızca fiilin değil, niyetin de değerlendirilmesi gerekir. Gelin, piyasa dolandırıcılığı suçu hangi unsurlarla oluşur, hangi hallerde suç sayılmaz, tüm yönleriyle birlikte adım adım inceleyelim.

Piyasa Dolandırıcılığı Suçunun Yasal Dayanağı: SPKn m.107
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. maddesi, kamuoyunda “borsa manipülasyonu” olarak bilinen fiilleri suç olarak düzenlemektedir. Bu madde iki fıkradan oluşur ve her bir fıkrada farklı türde manipülatif davranışlar tanımlanmıştır. İlk fıkrada fiili işlemler yoluyla piyasanın yapay olarak yönlendirilmesi, ikinci fıkrada ise bilgi ve söylenti manipülasyonu suç sayılmıştır.
1. Fıkra: İşlem Bazlı Manipülasyon
Kanunun ilk fıkrasında, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarında, fiyat değişimlerinde ya da arz-talep dengesinde yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla borsada emir verilmesi, emrin iptal edilmesi, değiştirilmesi gibi fiiller suç kapsamına alınmıştır. Bu hükümde failin özel kastı aranır. Yani fail, yanıltıcı bir piyasa görünümü yaratmak niyetiyle hareket etmelidir. Suç, seçimlik hareketlerle işlenebilir ve genellikle birden fazla faile ihtiyaç duyar; bu yönüyle çok failli suç tipidir.
Cezası oldukça ağırdır: 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 5.000 günden 10.000 güne kadar adli para cezası. Ayrıca bu para cezası, suçtan elde edilen menfaatin altında olamaz.
2. Fıkra: Söylenti ve Bilgi Bazlı Manipülasyon
İkinci fıkrada ise sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını veya yatırımcı kararlarını etkilemek amacıyla yanlış, yanıltıcı bilgi verme, söylenti çıkarma, rapor hazırlama, yorum yapma ve bunları yayma gibi fiiller düzenlenmiştir. Bu fıkra, bilgiye dayalı manipülasyonu kapsar. Failin bu fiiller yoluyla menfaat sağlaması şart koşulmuştur.
Bu düzenlemenin önemli bir özelliği, doğrudan menfaat sağlamayı suçun unsuru haline getirmesidir. Bu nedenle menfaat elde edilmemişse suç tamamlanmaz ve en fazla teşebbüs aşamasında kalabilir.
107. Maddede Menfaat Unsuru Tartışması
Soru:
Piyasa dolandırıcılığı suçu için “kazanç elde etmek” şart mı? Yani menfaat sağlanmazsa suç oluşmaz mı?
Cevap:
6362 sayılı Kanun’un 107. maddesi iki ayrı fıkradan oluşur. Ve bu iki fıkra arasında “menfaat” (kazanç) açısından önemli bir fark vardır:
1. Fıkra: İşlem Bazlı Manipülasyon
- Burada örneğin borsada emir vererek fiyatlarla oynayan kişi anlatılır.
- Ama kanun açıkça “menfaat sağlamayı” suçun parçası olarak saymaz.
- Yani sırf fiyatlarla oynamaya çalışmak bile suç sayılabilir.
2. Fıkra: Bilgi veya Söylenti ile Manipülasyon
- Burada ise yatırımcıyı yanıltacak haber, yorum, söylenti gibi şeyler yaymak anlatılır.
- Bu fıkrada kanun “bu yolla menfaat sağlamak” şartını açıkça yazar.
- Yani kazanç sağlanmamışsa, bu ikinci fıkraya göre suç da oluşmaz.
Peki Tartışma Nereden Çıkıyor?
- fıkrada menfaat (kazanç) açıkça yazmadığı hâlde, aynı maddenin 3. fıkrasında diyor ki:
“Pişmanlık gösterirseniz, elde ettiğiniz menfaatin iki katını ödeyin.”
Ayrıca yine 1. fıkradaki adli para cezası, “suçtan elde edilen menfaate göre hesaplanır” diyor.
O zaman şu soru ortaya çıkıyor:
Eğer menfaat yoksa hem pişmanlık uygulanamıyor, hem para cezası nasıl hesaplanacak belli değil. Bu durumda acaba fiilen menfaat aranmalı mı?
Bazı hukukçular diyor ki:
“Evet, aslında kanunda açıkça yazmasa da, 1. fıkradaki suçun tamamlanması için kazanç sağlanmış olması gerekir. Aksi takdirde sistem çalışmaz.”
Ama diğer hukukçular şunu savunuyor:
“Hayır, kanun açıkça yazmamış. Yalnızca işlem yapman bile yeterli. Menfaat varsa o ayrıca dikkate alınır ama yoksa suç yine de oluşur.”
Piyasa Dolandırıcılığında TCK m.220 Kapsamında Örgüt Suçu Değerlendirmesi
Piyasa dolandırıcılığı suçunun çok failli olması, her zaman suç örgütü kurma suçu kapsamında değerlendirilmesini gerektirmez. TCK m.220’ye göre bir oluşumun örgüt sayılabilmesi için:
- Belirsiz sayıda suç işleme amacı,
- Süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk,
- Hiyerarşik yapı
gibi unsurlar aranır. Eğer fail grubu yalnızca bir veya birkaç hisse senedi üzerinde işlem yaptıysa ve bu işlemler süreklilik göstermiyorsa, TCK m.220 kapsamına girmez. Bu tür eylemler müşterek faillik veya yardım etme, azmettirme gibi iştirak hükümleri kapsamında değerlendirilir.
Ancak bir örgüt gerçekten mevcutsa, sırf suçun çok failli oluşu örgüt suçu teşkil etmeye engel değildir. Örgüt kapsamında işlendiği sabit olan fiillerde hem 107. madde hem de 220. madde birlikte uygulanabilir.
Piyasa Dolandırıcılığı Sayılmayan Haller: SPKn m.108
Kanunun 108. maddesi, hangi eylemlerin bilgi suistimali veya piyasa dolandırıcılığı sayılmayacağını özel olarak düzenlemiştir. Bu madde, adeta bir hukuka uygunluk nedeni işlevi görmektedir. Şu haller suç oluşturmaz:
- TCMB veya yetkili kurumlar tarafından finansal istikrarı sağlamak amacıyla yapılan işlemler,
- SPK düzenlemelerine uygun şekilde yürütülen geri alım programları, çalışanlara pay edindirme planları gibi uygulamalar,
- Fiyat istikrarını sağlama amaçlı emir verme, emir iptali ya da borsa işlemleri.
Bu tür işlemler, hukuken korunan işlemler olduğundan, 107. maddenin kapsamı dışında bırakılmıştır.
Soruşturma Şartı: SPKn m.115 ve Cumhuriyet Savcısının Yetkisi
6362 sayılı Kanunun 115. maddesi, bilgi suistimali ve piyasa dolandırıcılığı suçları için özel bir muhakeme şartı öngörür. Buna göre, Cumhuriyet savcısı doğrudan soruşturma başlatamaz. SPK’nın yazılı başvurusu olmaksızın soruşturma açılamaz.
Ancak bu başvuru:
- Kişi bazlı değil, olay ve fiil bazlıdır.
- Yazılı başvuruda yer almayan diğer şüpheliler hakkında da aynı olay kapsamında doğrudan soruşturma yürütülebilir.
Savcılık, SPK başvurusu olmaksızın sadece delil toplama ve muhafaza gibi koruma tedbirlerine başvurabilir. Ayrıca SPK’nın raporlarında ismi geçmeyen şahıslar hakkında da işlem yapılabilir; yeter ki olay aynı olay kapsamında değerlendirilsin.
MASAK Raporunun Delil Niteliği
MASAK Raporu Mahkemede Delil Sayılır mı? Bilirkişi Raporu Yerine Geçer mi?
1. MASAK raporu nedir?
MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), savcılık makamının talebi üzerine şüpheli finansal hareketleri inceler, özellikle suçtan elde edildiği iddia edilen malvarlığına dair teknik analizler yapar. Hazırladığı raporda belirli hesap hareketlerinin “riskli” ya da “şüpheli” olduğuna dair bulgular sunar.
Ancak bu rapor, Ceza Muhakemesi sürecinde “taraf raporu” olarak değerlendirilir. Yani, savcılığın denetiminde ve yönlendirmesiyle hazırlandığı için objektif ve bağımsız delil olarak kabul edilmez.
2. MASAK raporu neden bilirkişi raporu sayılmaz?
Çünkü MASAK:
- Mahkeme veya savcılık tarafından bilirkişi sıfatıyla atanmaz.
- Kurumsal bir birim olarak tarafsızlık ilkesi kapsamında değerlendirilmez.
- Yaptığı analizler, bilimsel görüş değil, idari değerlendirme niteliğindedir.
CMK m.63’e göre bilirkişi; sadece hâkimin ya da savcının atadığı, teknik veya özel bilgi gerektiren konularda görüş bildirmekle görevli bağımsız uzman kişidir. Bu madde, bilirkişinin kim olacağını, hangi durumda görevlendirileceğini ve kaç kişi atanabileceğini düzenler, ancak MASAK bu çerçevede yer almaz.
3. Ne zaman sorun olur? Örnekle açıklayalım:
Diyelim ki bir kişi hakkında “borsada manipülasyonla kazandığı parayı akladı” iddiası var.
Savcı, MASAK’tan rapor ister. MASAK da hesap hareketlerini inceleyip “şüpheli” bulgular içeren bir rapor hazırlar.
Fakat bu raporla kişi hakkında doğrudan mahkûmiyet kararı verilemez.
Çünkü mahkeme, sadece MASAK raporuna dayanarak “suç sabittir” diyemez.
Bu durumda yapılması gereken şudur:
- Savcı ya da mahkeme, CMK m.63’e dayanarak bağımsız bir bilirkişi atar.
- Bu bilirkişi, MASAK raporunu, dosyadaki diğer belgeleri ve somut delilleri değerlendirerek görüşünü sunar.
- Ancak o zaman mahkeme, somut olayın teknik yönünü hukuken güvenilir bir zemine oturtabilir.
Özet Tablo:
MASAK Raporu | Bilirkişi Raporu |
---|---|
Savcının talebiyle gelir | Mahkeme veya savcılık tarafından atanır |
Kurum içi teknik analizdir | Bağımsız, objektif uzman görüşüdür |
Taraf raporudur | Delil niteliği taşır, hükme esas alınabilir |
Mahkûmiyet için doğrudan kullanılamaz | Mahkemeye hüküm kurma imkânı sağlar |
Pişmanlık Hükümleri: m.107/3
Kanun, suçun işlendiği fakat failin sonrasında pişmanlık gösterdiği durumlar için ceza indirimi ya da cezasızlık öngörmüştür. Bu kapsamda, fail:
- Soruşturma başlamadan önce ya da sonra,
- Elde ettiği menfaatin iki katını hazineye ödemesi halinde,
cezadan muaf tutulabilir veya cezası indirilebilir. Ancak dikkat: bu bir etkin pişmanlık değil, sadece “pişmanlık” hükümleri olarak tanımlanmıştır. Ayrıca menfaat elde edilmemişse, pişmanlık hükümleri de işletilemez.
Piyasa Dolandırıcılığı Suçunda Hukuki Sınırlar ve Uygulama Gerçekliği
Borsa işlemleri, yatırım kararları kadar hukuki sınırları da iyi bilinmesi gereken bir alandır. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. maddesi, borsada işlem yapan herkesi doğrudan hedef almamakla birlikte, piyasa yapısını kasıtlı biçimde bozan, yatırımcıları yanıltan veya sistemin işleyişine müdahale edenleri açıkça cezalandırmaktadır.
Özellikle dikkat edilmesi gereken konu, yalnızca bir hisse senedi alım-satımı yapmakla bu suçu işlemiş sayılmayacağımız; ancak yanlış veya yanıltıcı izlenim yaratma kastı varsa, fiilin artık suç boyutuna ulaşabileceğidir. Yine de her manipülasyon örgüt suçunu oluşturmaz, ancak örgüt faaliyeti varsa hem TCK m.220 hem de SPKn m.107 birlikte gündeme gelebilir.
SPK’nın yazılı başvurusu olmadan savcının doğrudan soruşturma açamaması da, hukuk sisteminde tartışmalı bir alan olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, savcının bağımsız hareket edebilme yetisini sınırlarken, ekonomik suçlarla mücadelede hız ve etkinlik ilkesini zedeleyebilmektedir.
Aynı şekilde MASAK raporlarının delil sayılmaması, yalnızca soruşturma aşamasında etkili olabilmesi, yargılama sürecinde bağımsız bilirkişi raporlarının zorunluluğu, bu tür davaların ne denli teknik, çok katmanlı ve ihtisas gerektiren yapılar içerdiğini göstermektedir.
Bugünün piyasasında, yalnızca yüksek kazançlar değil; şeffaflık, dürüstlük ve hukukla uyumlu işlemler değer kazanmaktadır. 6362 sayılı Kanun m.107, m.108 ve m.115, bu yapıyı korumaya dönük araçlardır. Ancak bu düzenlemelerin, uygulamada keyfiliğe izin vermeyecek netlikte ve aynı zamanda yatırımcıyı da koruyacak esneklikte uygulanması gerekmektedir.
Yatırım yapan, danışmanlık veren veya sadece bilgi paylaşan herkes için hukuki sınırların nerede başlayıp nerede bittiğini bilmek, artık lüks değil, zorunluluktur. Çünkü piyasada yanlış bilgiyle işlem yapmak sadece etik değil; kanunen de suçtur.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS) – Piyasa Dolandırıcılığı, SPK ve Ceza Hukuku
Borsa işlemleri hangi durumda suç sayılır?
Borsada yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla hisse alım-satımı yapmak, sahte emirler vermek veya haber yaymak 6362 sayılı Kanun m.107’ye göre piyasa dolandırıcılığı suçudur.
Piyasa dolandırıcılığı suçu nedir, cezası ne kadardır?
6362 sayılı Kanun m.107’ye göre 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve en az 5000 gün adli para cezası öngörülmüştür. Suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Hisse senedi alım satımı her zaman suç oluşturur mu?
Hayır. Ticari gerekçeyle yapılan alım-satımlar, yatırım kararları, zarar engelleme amaçlı işlemler suç değildir. Özel kast ve yanıltıcı etki aranır.
Yatırım tavsiyesi vermek piyasa dolandırıcılığı mıdır?
Yalan, yanıltıcı bilgiyle yatırımcının kararını etkilemek suçtur. Ancak kişisel değerlendirme, öngörü ve doğru bilgi paylaşımı suç oluşturmaz.
SPK yazılı başvuru olmadan savcılık soruşturma başlatabilir mi?
Hayır. 6362 sayılı Kanun m.115’e göre SPK’nın yazılı başvurusu olmadan savcı doğrudan piyasa dolandırıcılığı suçu için soruşturma açamaz.
SPK’nın yazılı başvurusu kimleri kapsar? Tüm şüpheliler için geçerli mi?
Hayır. Başvuru sadece olay ve fiil bazında bağlayıcıdır. Suçla bağlantılı diğer kişilere doğrudan soruşturma açılabilir, yeni başvuru gerekmez.
MASAK raporu delil olur mu?
MASAK raporu bir taraf raporudur, tek başına mahkûmiyet sebebi olamaz. Bilirkişi raporu ile desteklenmesi gerekir.
Piyasa dolandırıcılığı suçuna teşebbüs mümkün mü?
Evet. Menfaat sağlanamasa bile kastla gerçekleştirilen manipülatif işlemler teşebbüs suçu oluşturabilir. Ancak vasıta elverişsizse işlenemez suç gündeme gelir.
SPK pişmanlık hükümleri nelerdir? Ceza indirimi mümkün mü?
6362 sayılı Kanun m.107/3, soruşturma veya kovuşturma aşamasında pişmanlık gösterilmesi ve menfaatin iki katının ödenmesi halinde cezasızlık/indirim öngörür.
Piyasa dolandırıcılığı suçunda örgüt kurmakla da suçlanabilir miyim?
Tek başına borsa manipülasyonu yapmak TCK m.220 kapsamında örgüt suçunu oluşturmaz. Ancak çok sayıda ve belirsiz suç planlanmışsa örgüt suçu gündeme gelebilir.
Yalan haber yapmak piyasa dolandırıcılığına girer mi?
Evet. Yatırımcı kararını etkilemek amacıyla yanlış, yanıltıcı bilgi yaymak suçtur. Bu suç için maddi menfaat sağlama şarttır.
Piyasa dolandırıcılığı suçu için mahkemeye hangi şehirde başvurulur?
Suçun işlendiği yer İstanbul (Borsa İstanbul) olduğundan, yetkili savcılık İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’dır.
SPK’nın yazılı başvurusu olmadan delil toplanabilir mi?
Evet. Savcı geçici olarak kaybolabilecek delilleri toplayabilir ve SPK’ya iletebilir. Ancak soruşturma açamaz.
Piyasa dolandırıcılığı sadece hisse senetleri için mi geçerlidir?
Hayır. Tüm sermaye piyasası araçları (tahvil, varant, yatırım fonları vs.) için geçerlidir.
Alım satım işlemleri neden suç sayılıyor?
Amaç, piyasada sahte izlenim oluşturarak diğer yatırımcıları aldatmaksa; bu durum suça dönüşür. Ticari teamül dışı, kastla yapılan işlemler esastır.
Neden Bu Tür Suçlarda Uzman Avukat Desteği Şarttır?
Piyasa dolandırıcılığı, bilgi suistimali veya kara para aklama gibi sermaye piyasası suçları, yalnızca hukuk bilgisiyle değil; aynı zamanda finans, borsa dinamikleri ve teknik analiz gibi disiplinlerle birlikte değerlendirilmesi gereken karmaşık dosyalardır. Bu tür suçlamalarda MASAK raporları, SPK incelemeleri, işlem hacmi analizleri ve banka hareketleri gibi teknik belgelerin hukuka uygun şekilde yorumlanması büyük önem taşır.
Ancak MASAK raporu bir bilirkişi görüşü değil, savcılık talebiyle hazırlanmış bir analiz olup, mahkemede tek başına delil olarak kullanılamaz. Bu nedenle, Ceza Muhakemesi Kanunu m.63’e göre bağımsız bir bilirkişi atanması gerekir.
Ayrıca SPK’nın yazılı başvurusu olmadan savcının doğrudan soruşturma açamayacağı (m.115), pişmanlık hükümlerinin sadece belirli koşullarda uygulanabileceği gibi detaylar, ancak bu alanda deneyimli bir ceza avukatı tarafından doğru değerlendirilebilir. Savunma stratejisinin teknik unsurlara göre kurgulanması, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti ve usule uygun işlem yapılması açısından, uzman bir avukat desteği çoğu zaman cezadan kurtulmanın değil, davanın hiç açılmamasının anahtarıdır.