Sabah işe giderken ya da gece evinize dönerken bir uygulama noktasında durduruldunuz. Polis kimlik kontrolü yapıyor, her şey sıradan ilerliyor. Derken bir anda şu soru geliyor:
“Bagajı açar mısınız?” ya da “Aracın arka koltuğuna bakmamız gerekiyor…”
Peki bu talep yasal mı?
Polis aracın içini arayabilir mi?
Gelin, hem vatandaşın haklarını hem de polisin yetkilerini adım adım inceleyelim.

Durdurma Ayrı, Arama Ayrı: Önce Kavramları Ayıralım
Yasalarımızda durdurma ve arama, birbirinden kesin çizgilerle ayrılmış iki farklı işlemdir:
- Durdurma (PVSK m. 4/A):
- Polis, kamu düzenini korumak veya önleyici kolluk yetkisini kullanmak amacıyla, belirli koşullar altında kişileri veya araçları geçici olarak durdurma yetkisine sahiptir. Bu yetki, doğrudan yakalama kararı bulunan bir kişiyi tespit etmek, işlenmek üzere olan bir suçu önlemek ya da suçun faillerini belirlemek gibi somut sebeplere dayanmalıdır. Durdurma işlemi, kişinin özgürlüğünü sınırlayıcı nitelikte olsa da, makul süreyle sınırlı ve amaçla orantılı olmalıdır. Ayrıca, durdurulan kişiye durdurma sebebi açıkça bildirilmeli ve polis kimliğini göstermelidir (PVSK m. 4/A-6).
- Arama (PVSK m. 9):
- Arama, durdurmadan farklı olarak kişilerin özel hayatına ve eşyasına doğrudan müdahale eden daha yoğun bir güvenlik tedbiridir. Bu nedenle, aramanın hukuka uygunluğu ancak yargı mercilerinin kararıyla ya da istisnai hallerde mülki amirin yazılı emriyle sağlanabilir. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m. 116 ve devamı hükümleri gereği, suç işlendiğine dair makul şüphe bulunmadan arama yapılamaz. PVSK m. 9 uyarınca polis, derhal hâkim onayına sunulmak üzere, ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mülki amirin yazılı izniyle arama yapabilir. Aksi hâlde yapılan aramalar, hukuka aykırı delil oluşturur.
Polis Her Aracı Durdurup Arayabilir mi?
Hayır. Her araç durdurulabilir ama her araç aramaya tabi tutulamaz.
Yani uygulama noktasında “Genel kontrol yapıyoruz” gerekçesiyle tüm araçların içi didik didik aranamaz.
Aracın İçinin Aranması İçin Ne Gerekir?
1. Sulh Ceza Hâkiminin Kararı
Eğer uygulama genel bir önleme araması şeklindeyse, Emniyet birimleri önceden Sulh Ceza Hakimliği’nden karar almış olmalıdır. Bu karar;
- Aramanın yapılacağı yeri,
- Zamanı,
- Amacını ve kapsamını açıkça belirtmelidir.
2. Gecikmesinde Sakınca Bulunan Hâller: Mülki Amir Emri
Uygulamada bazen hâkim kararı beklenemeyecek acil durumlar olabilir.
Örneğin:
- Bir bomba ihbarı,
- Tehlikeli madde taşıdığı düşünülen bir araç,
- Terör şüphesi gibi durumlar.
Bu gibi hallerde mülki amir (vali/kaymakam) yazılı emirle arama yetkisi verebilir.
⚠️ Not: Polis bu aramayı yaptıktan sonra işlemi mutlaka belgelemek ve ilgili makama raporlamak zorundadır.
Sivil Vatandaşa Sıkça Sorulan: “Polis Camdan İçeri Bakabilir mi?”
Evet. Aracın içi dışarıdan görünüyorsa, polis camdan bakabilir. Bu arama değil, gözle kontrol olarak değerlendirilir ve yasal sınırlar içindedir.
Ancak…
Bagajın açılması, koltuk altlarına bakılması, torpidonun karıştırılması gibi eylemler arama kapsamına girer ve bu işlemler için yasal dayanak gerekir.
Arama Olmaksızın Araç İçine Müdahale Edilirse Ne Olur?
Polis, gerekli hukuki dayanak olmadan aracın içine bakar, eşya karıştırır veya bagajı zorla açtırırsa, bu işlem hukuka aykırı delil yaratır.
Bu durumda:
- Kişilik hakları ihlal edilmiş olur.
- Elde edilen deliller mahkemede geçersiz sayılır.
- Vatandaş, şikayet hakkını kullanabilir.
(PVSK’ya aykırılık, özel hayatın ihlali, keyfi arama gibi başlıklar altında.)
Uygulamada Sık Karşılaşılan Yanılgı: “İzin verirsen arayabiliriz…”
“Rıza” Gerçekten Gönüllü mü? Hukuki Dayanak Olmadan Yapılan Aramalarda Vatandaşın Onayı Ne Kadar Geçerli?
Uygulamada bazı kolluk görevlileri, hukuki arama kararı olmadan işlem yapmak istediklerinde, vatandaştan “rıza” talep ettiklerini ifade eder. Ancak burada yanıtlanması gereken temel soru şudur:
Vatandaş, gerçekten neye “rıza” gösterdiğini biliyor mu? Ve bu rıza, özgür iradeye mi dayanıyor?
Rızanın geçerli olabilmesi için sadece “evet” denilmiş olması yeterli değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) içtihatları çerçevesinde, bir rızanın geçerli sayılabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
İspat yükü kolluktadır: Aramanın “rıza”ya dayandığı iddia edildiğinde, bu rızanın gönüllü olarak verildiğini ispatlama yükümlülüğü kolluk makamına aittir. Aksi hâlde elde edilen tüm deliller, hukuka aykırı yollarla elde edilmiş sayılır ve ceza muhakemesinde geçersiz olur (CMK m. 206, 217, 230).
Açık ve belirli olmalı: Vatandaş, tam olarak hangi eyleme rıza gösterdiğini anlamalıdır. Örneğin, “çantanın içi aranacak” mı, “telefonuna bakılacak” mı, “üst araması” mı yapılacak? Belirsiz ya da genel bir “evet” ifadesi, aramanın tüm kapsamına açık çek vermez.
Baskıdan uzak ve özgür iradeye dayanmalı: Eğer vatandaş kolluk kuvvetlerinin sayısal üstünlüğü, sert tutumu ya da psikolojik baskısı altında onay vermişse –örneğin silahlı 10 polis tarafından çevrilmişken “tamam arayın” demek zorunda kalmışsa– bu, gerçek ve serbest iradeye dayalı bir rıza sayılmaz. Hukuki metinlerde buna “görünüşte rıza” (fiili ama geçersiz) denir.
Peki Ne Yapmalısınız?
Vatandaşsanız:
- Polis aracınızı durdurduysa, makul gerekçeyi sorabilirsiniz.
- Arama yapmak isterlerse, “Hangi karar ya da emirle yaptığınızı belgeleyebilir misiniz?” demek hakkınızdır.
- Hukuka aykırı işlem olduğunu düşünüyorsanız, kimliklerini alıp tutanak düzenlenmesini isteyin.
Polisseniz:
- Araç içi arama için ya karar, ya yazılı emir olması gerektiğini unutmayın.
- Vatandaşla gerginlikten kaçınmak için açıklayıcı ve hukuki dille durumu anlatın.
- Tüm işlemleri kayıt altına alın. Kamera varsa mutlaka açık bulundurun.
Aracın İçini Aramak Ne Zaman Serbesttir?
Durum | Arama Yapılabilir mi? |
---|---|
Uygulama noktasında genel kontrol | ❌ Hayır, sadece durdurma olur |
Hâkim kararı varsa | ✅ Evet |
Vali/kaymakamın yazılı emri varsa | ✅ Evet |
Şüphe varsa ama yasal karar yoksa | ❌ Hayır |
Gözle dışarıdan bakma | ✅ Evet |
Vatandaş baskı altında rıza gösterdi | ❌ Geçersiz rıza sayılabilir |
Aracınızı Arayabilirler mi? Doğruyu Bilmek, Güvende Olmaktır
Yolda çevrildiniz, bir kontrol noktasında polis sizden kimlik istedi ya da aracınızı durdurdu… Böyle anlar herkes için biraz gerilimli olabilir. Ama şunu unutmamak lazım: O polis de bizim vatandaşımız. Sabah çocuğunu okula bırakıp, akşam belki saatlerce ayakta çalışarak ailesine dönen biri. Suçla, uyuşturucuyla, silahla, organize çetelerle mücadele eden, çoğu zaman hayatını tehlikeye atan biri.
Polisin görevi kamu düzenini sağlamak. Ama bu görev, vatandaşı korkutmakla değil, hukuk içinde kalarak ve karşılıklı saygıyla yerine getirilirse anlamlı. İşte bu yüzden hem vatandaş haklarını bilmeli, hem de polis görev sınırlarını unutmamalı.
Kimse keyfi şekilde durdurulmak, aranmak, sorgulanmak istemez. Ama aynı şekilde, polis de herkesin işini zorlaştırdığı bir ortamda görev yapamaz. Kural bilen polis, hak bilen vatandaş… Asıl güvenlik bu dengede başlıyor.