Yıkım İşleminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
İmar hukuku kapsamında yıkım süreci, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi doğrultusunda belirlenmiş olup, bu süreçte yapı sahiplerinin hak ve yükümlülükleri net bir şekilde düzenlenmiştir. Kaçak yapıların tespiti, mühürlenmesi ve yıkım aşamaları gibi süreçlerin tamamı belirli hukuki çerçevede gerçekleşmektedir.
1. Yapı Tatil Tutanağı ve Yıkım Süreci
İmar Kanunu’na göre, yapı tatil tutanağı düzenlendiğinde yapı sahibinin kanunen istenen bilgi ve belgelerle birlikte ruhsata bağlama başvurusu yapması gerekmektedir. Ancak bu başvuruların yalnızca zaman kazanmak veya yıkımı geciktirmek amacıyla yapılması, yıkım kararını durdurmaz.
Bazı durumlarda yapı sahipleri, eksiklikleri gidermeden veya Kanunda açıkça öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeden başvuruda bulunarak yıkımı engellemek istemektedir. Ancak yetkili merciler, bu tür durumları dikkate almayarak yıkım sürecini devam ettirebilir.
2. Ruhsatlı Yapılar İçin Yıkım Kararı Verilmesi
Bir yapının ruhsatlı olarak inşa edilmesi, her zaman güvence sağlamaz. Şayet imar planı değişikliği veya ruhsatın iptali gibi hukuki süreçler işletilirse, ruhsatlı bile olsa yıkım kararı alınabilir. Bu gibi durumlarda, yapı sahibinin yıkım işlemi gerçekleşmeden önce yapıya ödenen tasfiye bedelinin iade edilmesi hakkı bulunmaktadır.
Ancak kaçak yapılar açısından durum farklıdır. Eğer idare bir yapının kaçak olduğunu tespit ederse, yapı tatil tutanağı düzenler ve mühürleme işlemini gerçekleştirir. Bu mühürleme süreci, yapının yasallık kazanmasını sağlamak amacıyla maliğin yaptığı başvuruların değerlendirilmesi için belirli bir süre tanır. Ancak sürecin sonunda malik gerekli işlemleri tamamlamazsa yıkım süreci kaçınılmaz olur.
3. Belediye Tarafından Yapılan Yıkımların Masrafları
Eğer yıkım işlemi belediye tarafından gerçekleştirilirse, yıkım masraflarını yapı sahibine rücu eder. Bununla birlikte, Kanun açıkça yıkım masraflarının %20 fazlasıyla tahsil edileceğini hüküm altına almıştır.
Bu düzenleme, belediyelerin ek mali yük altına girmemesi ve kamu kaynaklarının zarar görmemesi amacıyla getirilmiştir. Yani belediye, yalnızca yıkım masrafını değil, aynı zamanda ek bir maliyet ile birlikte yapı sahibinden ödeme talep etmeye hak sahibidir.
4. Yıkım Kararına Karşı Açılan Davalar
Yıkım kararı, her zaman kesinleşmiş bir işlem değildir. Yapı sahipleri, bu karara karşı hukuki yollara başvurabilir ve idare mahkemelerinde iptal davası açabilir.
Eğer yıkım kararına karşı açılan bir dava sürecinde yapı sahibi, yapıyı ruhsata bağlarsa, mahkemeler genellikle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına hükmetmez. Bu durum, yapı sahibinin iyi niyetli şekilde yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini gösterdiğinden dolayı adil bir uygulama olarak değerlendirilir.
Sonuç
İmar hukuku, yapı sahiplerinin hak ve yükümlülüklerini detaylı bir şekilde düzenlemektedir. Kaçak yapıların tespiti, ruhsata bağlama süreci ve yıkım kararlarının uygulanması aşamalarında ilgili kanun hükümleri dikkate alınarak işlem yapılmalıdır.
Yıkım sürecinde en önemli noktalar şunlardır:
✅ Yıkımı durdurmak için yapılan başvurular, kanunda belirtilen tüm belgeleri içermelidir.
✅ Ruhsatlı yapılar bile imar planı değişikliği veya ruhsat iptali ile yıkıma konu olma riski taşır.
✅ Belediye yaptığı yıkımlarda masrafların %20 fazlasını yapı sahibinden tahsil eder veya yapı sahibine rücu eder
✅ Yıkım kararına karşı dava açan kişiler, yapıyı ruhsata bağladıkları takdirde yargılama giderlerinden muaf olabilir.
Yıkım işlemleri, yalnızca kaçak yapılar açısından değil, ruhsat iptal edilen yapılar için de gündeme gelebilmektedir. Bu nedenle yapı sahiplerinin haklarını bilmeleri ve süreci hukuki çerçevede takip etmeleri büyük önem taşımaktadır.