Adliyeye girerken X-Ray cihazı öterse ne olur? Hele bir de öten kişi bir avukatsa? Görevli polis memuru olarak bu durumda ne yapabilirsiniz? Tartışmaların ve hatta şikayetlerin önüne geçmek için bu sorunun cevabını net ve hukuka uygun biçimde bilmek gerekiyor. Çünkü bir yanda kamu güvenliği, diğer yanda meslek dokunulmazlığı var.
Avukatın üstü veya çantası aranabilir mi?
Bu sorunun cevabını verirken iki ayrı hukuki düzenleme dikkate alınmalıdır:
1) Avukatlık Kanunu,
2) Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) ve Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği.
Avukatlık Kanunu madde 58, açıkça şu kuralı koyar:
Madde 58 – (Değişik: 23/1/2008-5728/331 md.)
Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki
görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma,
Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından
yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla
ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve kayıtlı olunan baro temsilcisinin katılımı ile
aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında
avukatın üzeri aranamaz.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın
inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar
tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez
Bu hüküm, yalnızca adli aramalar için geçerlidir. Yani avukata yönelik bir suç şüphesi varsa ve bu şüphe suçüstü hali değilse, avukatın üzeri veya çantası aranamaz. Ancak bu sınırlama, güvenlik gerekçesiyle yapılan önleme aramaları için geçerli değildir.
Adliye girişinde X-Ray cihazı sinyal verirse ne olur?
Adliye gibi devlet daireleri, kamuya özgülenmiş bina statüsündedir. Bu nedenle adliye girişlerinde uygulanan kontrol, hukuki olarak bir önleme aramasıdır.
Bu konuda dayanak Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 25. maddesidir:
“Devletçe kamu hizmetine özgülenmiş bina ve tesislere giriş ve çıkışın belirli kurallara tâbi tutulduğu hâllerde… kolluk güçleri tarafından da önleme aramaları yapılabilir.”
Bu ne demek?
Polis, adliyeye girmeye çalışan herkesin (avukat dahil) çantasını ve üzerindeki eşyayı kontrol edebilir. Ancak bu yetkinin keyfi kullanılmaması için bazı şartlar var:
Polis avukatın çantasına bakabilir mi?
Eğer:
- X-Ray cihazı sinyal veriyorsa,
- Çantada metal, şüpheli veya tehlike yaratabilecek bir eşya olduğuna dair makul belirti varsa,
- Kişinin davranışları tedirginlik, kaçınma veya gizleme içeriyorsa,
O zaman polis, önleme araması kapsamında çantanın kontrolünü yapabilir.
Ancak bu durumda dahi, görevli polis memurunun:
- Kendini tanıtması,
- Neden arama yapmak istediğini açıkça belirtmesi,
- Aramanın amacı dışında aşırıya kaçmaması gerekir.

Avukat aramaya izin vermezse ne olur?
Eğer avukat çantasının açılmasına izin vermezse:
- Polis bunu girişin engellenmesi veya güvenlik tedbiri alınması şeklinde değerlendirir.
- Gerekirse amirine veya savcıya bilgi vererek durumu tutanak altına alır.
- Şüpheli nesne hakkında güvenlik görevlileri ile koordineli işlem yapılabilir.
Bu noktada amaç, avukatla tartışmak değil; hem kişinin hem kamunun güvenliğini sağlamaktır.
Hukuki dayanaklar ve örnek karar ne diyor?
Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin bir kararında, adliye girişinde çantası kontrol edilmek istenen avukatın bu aramayı hukuka aykırı sayarak açtığı tazminat davası reddedildi. Mahkeme şu değerlendirmeyi yaptı:
“Davacının olay esnasında adli bir görev yapmadığı, suç isnadı altında olmadığı, dolayısıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesi ihlal edilmemiştir. Polis araması hizmet kusuru oluşturmaz.”
Bu karar, önleme aramasının hukuka uygun ve ölçülü yapıldığında, avukatlara ilişkin bir hak ihlali oluşturmadığını net biçimde ortaya koyuyor.
Polis memuru nelere dikkat etmeli?
Tartışmalardan ve olası şikayetlerden kaçınmak için şu adımlar izlenmelidir:
- Kendisini tanıtmalı, kimlik göstermeli.
- Durdurma ve kontrol gerekçesini net açıklamalı.
- Şüpheli davranış, metal sinyali, tedirginlik gibi unsurları gerekçe göstermeli.
- Gerekiyorsa amirine veya savcıya bilgi vererek talimatla hareket etmeli.
- Tutanak altına alma gibi hukuki tedbirleri ihmal etmemeli.
Unutulmamalı ki bu tür durumlarda hem vatandaşın güvenliği hem de avukatlık mesleğinin onuru korunmak zorundadır. Bu denge ancak hukuk içinde kalarak sağlanabilir.
Ne Yapmalı?
Adliyeye girişte çanta sinyal veriyorsa ve kişi avukatsa dahi, güvenlik endişesi varsa önleme araması yapılabilir.
Ancak bu işlem mutlaka ölçülü, gerekçeli ve şeffaf yapılmalıdır.
Polis memurunun da, avukatın da hukuk sınırlarını bilmesi şarttır.
Avukatın meslek onuruna saygı esastır; ancak güvenlik önlemi de göz ardı edilemez. Kolluk kuvvetleri, avukatın çantasında yahut üzerinde bomba düzeneği, silah, kesici-delici alet, patlayıcı madde ya da benzeri tehlike unsurlarının bulunabileceğine dair makul bir belirti varsa, yalnızca bu tür tehdit unsurlarını kontrol etmek amacıyla ve ölçülü şekilde arama gerçekleştirebilir. Ancak bu yetki, avukatın evrakını, dosyasını, mesleki dokümanlarını karıştırmak veya suç delili araştırmak için asla kullanılmamalıdır. Zira bu tür bir işlem, hukuka aykırı arama niteliği taşır ve elde edilen deliller, 5271 sayılı CMK m.206/2-a gereği hukuka aykırı delil olarak sayılır. Arama, sadece kişilerin hayatı ve kamu güvenliği açısından mevcut tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla yapılmalıdır. Bu sınır aşılırsa, hem mesleki dokunulmazlık ihlal edilmiş olur hem de yapılan işlem kolluğun sorumluluğunu doğurabilir.
Mehmet Selim Kiraz Olayı: Güvenlik Önlemlerinin Hayati Önemi
31 Mart 2015 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görevli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, terör örgütü DHKP/C mensupları tarafından makam odasında rehin alındı ve şehit edildi. Teröristlerden biri, sahte avukat kimliği ve cübbesiyle avukat girişinden, diğeri ise vatandaş girişinden adliyeye girerek güvenlik kontrollerini atlattı. Bu olay, adliye binalarındaki güvenlik önlemlerinin yetersizliğini ve özellikle avukat girişlerinde yapılan kontrollerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Olayın ardından, adliyelerdeki güvenlik protokolleri gözden geçirildi ve avukatların da X-Ray cihazlarından geçirilmesi gibi ek önlemler alınmaya başlandı. Bu trajik hadise, kamu binalarında güvenlik önlemlerinin titizlikle uygulanmasının ve meslek gruplarına tanınan ayrıcalıkların, güvenlik zafiyetine yol açmaması gerektiğinin altını çizmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Avukatın çantası polis tarafından aranabilir mi?
Evet. Adliyeye girişte X-Ray cihazı sinyal verdiği takdirde ve çantada kesici, delici veya patlayıcı bir madde olabileceğine dair makul şüphe oluşursa, polis memuru çantayı kontrol edebilir. Bu işlem “önleme araması” kapsamında yapılır ve Avukatlık Kanunu m.58 kapsamında değerlendirilmez.
Avukatın üzerinde arama yapılabilir mi?
Sadece ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali varsa yapılabilir. Bu durum dışında avukatın üzeri, yazıhanesi, evrakı veya konutu adli arama kapsamında aranamaz. Ancak güvenlik gerekçesiyle önleme araması kapsamında kamuya açık binalarda kontrol yapılabilir.
X-Ray cihazı sinyal verirse ne olur?
X-Ray cihazının sinyal vermesi durumunda, çantada tehlikeli olabilecek bir nesne (bıçak, silah, bomba düzeneği vs.) bulunduğu şüphesi doğar. Polis, kamu güvenliğini sağlamak için çanta kontrolü yapabilir. Avukatın mesleki evrakı ve savunma belgeleri ise bu kapsamda kurcalanamaz.
Avukat kontrolü kabul etmezse ne olur?
Eğer avukat, güvenlik kontrolüne izin vermezse bu durum tutanak altına alınır. Gerekirse savcılık ya da idari amirden talimat alınarak güvenlik önlemleri uygulanır. Bu tür olaylar kolluk görevlisinin sorumluluğunu doğurmaz; önemli olan hukuka ve prosedüre uygun hareket edilmesidir.
Mehmet Selim Kiraz olayı neden önemlidir?
Bu olayda terör örgütü mensupları, sahte avukat kimliğiyle adliyeye girerek savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin almış ve şehit etmişti. Olay, adliyelerde avukat girişleri dahil olmak üzere güvenlik kontrollerinin ne kadar hayati olduğunu göstermiştir. Bu sebeple polislerin avukatlara yönelik kontrolü hukuka uygun şekilde gerçekleştirmesi, toplumsal güvenlik açısından zorunludur.