Bankaya bir işiniz düşer. Kredidir, hesaptır, karttır derken önünüze birkaç evrak gelir. “Şunu da imzalamanız gerekiyor.” Hayat sigortası poliçesi. O an için üzerinde fazla düşünülmez. Zaten çoğu zaman hazır basılmıştır; ne yazdığı, neye onay verdiğiniz pek de açıklanmaz.
Ama sonra bir gün o sigortadan gelecek para, birinin hayatını kurtaracakken reddedildiğinde, işler bambaşka bir hâl alır. 2024 tarihli bir Yargıtay kararı, Çanakkale’de açılmış bir sigorta davası üzerinden tam da bu duruma ışık tutuyor.
Vefat Etti, Sigorta Ödemedi: Neden?
Hayat sigortası, kişinin yaşamı üzerine yapılan bir sigorta türüdür. Genellikle banka kredisi çekerken zorunluymuş gibi sunulur ama aslında tüketici talebiyle yapılan bir işlemdir. En sık karşılaşılan örneği, ihtiyaç ya da konut kredisi kullanırken bankanın borç bitmeden vefat durumuna karşı kendini güvenceye alması amacıyla yapılan hayat sigortalarıdır. Yani kişi vefat ederse, kalan borcu sigorta şirketi öder; mirasçıların üzerine borç kalmaz.
Olay oldukça net: 13 Mart 2021’de vefat eden bir kişi, hayattayken Denizbank üzerinden iki ayrı hayat sigortası yaptırmıştı. Biri “İyi Ki Varsın Hayat Sigortası”, diğeri “Azalan Teminatlı Hayat Sigortası”. Toplam teminat: 146.623,10 TL.
Mirasçısı, süresi içinde başvuruda bulunarak bu tutarın ödenmesini istedi. Ancak sigorta şirketinden gelen yanıt soğuk ve kısaydı:
“Ödeme yapılmayacak çünkü sigortalı, karaciğer hastalığını ve alkol kullanımını beyan etmemiş.”
Sağlık Beyanı Yeterli miydi? Formlar Gerçekten Okundu mu?
Burada işin rengi değişmeye başlıyor. Çünkü vefat eden kişinin bu formları bankada, hazır basılı evraklar üzerinden imzaladığı anlaşılıyor. Tüm sayfalarda imza yok. Ayrıntılı açıklama yapılmadan imzalanmış belgeler var.
İtiraz dilekçesinde şöyle bir ifade geçiyor:
“Bölge halkı için alkol kullanımı olağan bir durumdur. Bildirim gerektiren tıbbi bir vaka gibi görülmemiştir.”
İşte bu satırlar, özellikle Çanakkale gibi yerlerde sigorta ve banka işlemleriyle uğraşan hukukçuların çok iyi bildiği bir gerçeği anlatıyor. Her şey evrakta yazdığı gibi olmayabilir.
Sigorta Şirketi Ne Dedi?
Sigorta şirketi net: Beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldı, bu yüzden sorumluluk doğmadı. Poliçe yapılırken “alkol kullanıyor musunuz?” ve “karaciğer hastalığınız var mı?” sorularına “hayır” denmişti. Ancak vefat nedeni “alkolik karaciğer yetmezliği” olarak ölüm belgesine geçmişti.
Buna dayanarak hem tahkim hem de itiraz hakem heyeti, sigorta şirketi lehine karar verdi. Fakat mesele burada bitmedi…
Yargıtay Dedi ki: Bu Karar Hemen Verilmez!
Dosya temyiz edildi ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi haklı bir gerekçeyle kararı bozdu:
“Ölüm nedeni ile bildirilmeyen hastalık arasında gerçekten bağlantı var mı? Bu, bilirkişiden sorulmalıydı.”
Kararda özellikle vurgulanan şey şu:
- Sigortalının hastalığı poliçeden önce var mıydı?
- Bu hastalık poliçede bildirilmiş olsaydı, sözleşme yapılır mıydı?
- Ölümle arasında net, tıbbi bir bağlantı var mı?
Tüm bunlar uzman doktor görüşü alınmadan değerlendirilemez. İşte bu nedenle karar bozuldu.
Çanakkale Banka ve Sigorta Hukuku Açısından Ne Anlama Geliyor?
Bu karar, özellikle Çanakkale’de banka aracılığıyla yapılan sigorta işlemlerinde, poliçe imzalanırken yaşanan bilgi eksikliği ve hızlı işlem alışkanlıklarının nasıl sorunlara yol açabileceğini net şekilde ortaya koyuyor. Her şeyin hızlıca imzalandığı yerlerde, satır araları genellikle okunmuyor. Ama o satır araları, mahkemede kararı belirleyen esas oluyor.
Çanakkale sigorta hukuku avukatı olarak çalışan hukukçuların sıklıkla karşılaştığı bir diğer gerçek de şu:
Poliçe yapılırken sağlık raporu bile istenmeyen durumlarda, sonradan gelen “hastalığını gizledi” savunması hukuki tartışmaya açık kalıyor.
Ve bu tür durumlar sadece tazminat miktarıyla değil, adil yargılanma ve gerçek hak sahipliğinin korunması açısından da önem taşıyor.
Sık Sorulan Sorular
Sigorta poliçesi imzalanırken her şey okunmak zorunda mı?
Evet. Ancak okunmadan imzalanan matbu formlar varsa ve yeterli bilgilendirme yapılmamışsa, bu durum mahkemede değerlendirme konusu yapılabilir.
Banka üzerinden yapılan sigortalar geçerli değil mi?
Geçerli. Ancak bilgilendirme yükümlülüğü bankada ve sigorta şirketindedir. Eksiklik varsa dava konusu edilebilir.
Vefat nedeni ile hastalık arasında illiyet bağı varsa ne olur?
Eğer bu bağlantı gerçekten tıbbi olarak kanıtlanırsa, tazminat ödenmeyebilir. Ancak bu bağın olduğunu iddia edenin ispat yükümlülüğü vardır.